19 Şubat 2011 Cumartesi

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ya da bizim deyimimizle "Yavru Vatan", Akdenizin ortasında sessiz, marur, acılarını içinde barındıran o güzel adadaki eşsiz toprak... Turkiye Cumhuriyeti'ne bağımsız bağımlı olan yer orası. Bağımlı bağımsız diyorum çünkü bağımsızlığını ilan etmiş, fakat sadece Türkiye Cumhuriyetinin tanıdığı yer Kuzey Kıbrıs. Sessizliğin acı acı bağırdığı yer. Şaşıracaksınız belki ama ili olmayan ülke. Duyduğunuz ya da gezim sırasında uğradığım yerlerin hepsi ilçe. Şirketler, Kuzey Kıbrıs'ı tanıyan herhangi bir ülke olmadığı için Mersin'in bir ilçesi gibi gözüküyor. Ben bunu duyduğumda çok garibime gitmişti. Düşündüğüm " Ama burası ülke! Türkiyenin nasıl ilçeleriymiş gibi gösterilir." oldu. Fakat belirttiğim gibi ülkeyi tek tanıyan Türkiye olduğu için herhangi bir mağaza açmak çok kolay olmuyor. Politik nedenler bunun en faktöründen biri. Nedeni ülkenin diğer ülkeler tarafından tanınmaması. Kıbrıs adasında bu nedenden kaynaklanan çok büyük bir rekabette yok değil. Eğer Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıstan önce davranıp franchise’ı alabilirse. Kuzey Kıbrıs’ta açabilme hakkına sahip oluyor ve tabi aynı zamanda bu durumda etkilenen Güney Kıbrıs, KKTC’den franchise izni almadan orada herhangi bir yer açamıyor. Bu durumun tam tersi ise KKTC’yi etkileyen faktör. Buna en güzel örnek Burger King.  KKTC franchise hakkını Güney Kıbrıs’a kaptırdığı için malesef KKTC bu durumdan yararlanamıyor.

Tabiki işin ekonomik boyutunun yanı sıra, tarihininde oldukça verimli olduğu KKTC, kesinlikle “canlı tarih” olan bi yer. Kıbrıs Harekatının izlerini hala taşıyan bir halkın var olması ve o tarihin içinde sizi bile hem dehşete hem de o duygu içine sokacak ortamların olması KKTC’nin bağımsızlığı ne kadar hak ettiğinin en büyük göstergesi. Yeşil Hat denilen yerleri gördüğümde tüylerim diken diken oldu. Tabi böyle bir durumda milliyetçilik duygularınız kabarmıyor değil. Fotoğraf çekmenin yasak olduğu bölgeyi zaten fotoğraflarla çekmek ve onları arşive koymak kimsenin istediği birşey olmasa gerek. Yeşil hattı takiben Lefkoşa’da Barbarlık Müzesi milliyetçiliğin en hat safhalara ulaştığı yer. Barbarlık Müzesi, 1963 Aralık'ında  başlayan Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay'ında görevli Binbaşı Nihat İlhan'ın evinin Rum çetecileri tarafından basılmasıyla beraber yaşanan o katliamın müzesi her insanın canını yakar nitelikte ve gerçeklikte insanlara gösteriliyor. Yapılan barbarlık ve o katliam ile ilgili fotoğraf affınıza sığınarak koymayacağım.

Ve sözlerimi Kıbrıs'a bağımsızlık kazandıran Rauf Denktaş'ın Barbarlık Müzesi'nde söylediği sözün fotoğrafıyla bitiriyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder